ÇAKIL TAŞLARI
Benim çakıl taşlarım var irili ufaklı
Kaybolduğumda yere yayıp yol yaptığım
Çakıl taşlarım var her yerden topladığım
Boşluğa düştüğümde oyunlar yaratıp oynadığım
Benim bir sözlüğüm var unutulmuş bir dil
Oysa ki içinde her şeyin anlamı gizli
Benim bir gözlüğüm var sol camı kırıldı
Taktığım zamanlarda içini gösteren adeta
Sen hiç “hiç” oldun mu, birden duruldun mu?
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi?
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi?
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen?
Düştün mü sen?
Benim hiç boyanmamış dört duvarım var
Çatlaklarından sızıp içinden geçtiğim
Benim hiç yıkılmamış duvarlarım var
Dikkatle baktığımda ardını gördüğüm adeta
Sen hiç “hiç” oldun mu birden duruldun mu?
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi?
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi?
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen?
Düştün mü sen?
Benim bir hikayem var sonunu yazmadığım
Benim bir sevgilim var henüz tanışmadığım
Benim umudum var benim umudum
Benim umudum var benim umudum
CAN KIRIKLARI
Bu kalabalığın içinde yapayalnız hissetmektense
Dünyanın bir ucunda tek başımayım
Kir göstermeyen renkleriniz sizin olsun korkmaktansa
Bulanıklığın tam içinde bir başımayım
Benim belki de gizli bir bildiğim var
Elbette ağlarım benim can kırıklarım var
Senin gördüğün yanağımdan süzülenler
Asıl içimde, içinde yüzdüğüm bir deniz var
DELGEÇ
Gel bir parçam ol kanımdan canımdan
Gel bir parça al ekmeğimden suyumdan
Ben zaten düşmüşüm kaldırımlar yatağım olmuş
Gel bir de sen vur, hadi gel bir de sen vur
Ben zaten düşmüşüm içim dışım korku dolmuş
Gel bir de sen vur, hadi gel
Nasıl olsa alıştım ben bu sert rüzgarlara
Bu sert iklimli ıssız hayata
Delgeç gibi deleceksin sen de ruhumu
Biliyorum durma gel
Bir de sen vur
Bir de sen vur
Gel bir de sen vur
Bir de sen vur
GEÇMİŞE YOLCULUK
Bugün kendimi kuru yapraklarla kaplı
Çıkmaz bir sokağa benzetiyorum
Sadece o sokakta yaşayanlar üzerimden
Gelip geçiyor
Bugün kendimi odalarından çoğu boş
Bazen dolan bir otel gibi hissediyorum
İçimden ne hayatlar ne hikayeler ne aşklar
Geçip gidiyor
Ben böyle değildim ne zaman kayboldum
Rüzgarla dans ederdim ne zaman savruldum
Bir ses duydum geçmiş zamandan
Bir ses duydum küçük bir kızdan
Bir bilet istiyorum
Sadece gidiş olsun
Çocukluğun saflığına
Gidip orda yaşamam gerek
Bilet istiyorum
Tek kişilik olsun
Yarına çıkabilmem için
Heyecanı hatırlamam gerek
Bugün kendimi parktaki bir bank gibi
Sessiz ve sabit hissediyorum
Geceleri üzerimde şehrin ışıkları
Yatıp uyuyor
Bugün kendimi tonlarca yük taşıyan
Gemilerin denizi gibi hissediyorum
Kaldırma kuvvetim var ama şehrin atıkları
İçime akıyor
Güzel ve anlamlı
: